Korku filmi gibi Mısır tatili! 40 Türk kadın neredeyse kaçırılıyordu: İyi ki uyumadık

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr -Babası Devlet Demiryolları’nda makine şefi olan Nuray Bayır'ın küçüklüğü de hep trenlerle gezmekle geçti. Uzun yıllar boyunca babasının kullandığı trenlerde seyahat etti. Üniversite yıllarından itibaren ise kendi başıma gezmeye başladı. Türkiye’de de gitmediği sadece birkaç yer kaldı. Gezerken sadece 'gitmiş olmak için' gitmiyor, aynı zamanda gittiği yerlere rotalar çıkarmak için detaylı araştırmalar yapıyor, videolar izliyor, kitaplar okuyor. Mısır gezisi için de çok fazla araştırma yapan Nuray, gitmeden önce pek çok yorum okudu. Çok nadiren kötü şeyler paylaşıldığını gören Nuray, “Çoğu gezgin, güvenlik problemlerini paylaşmıyor, yemek kültüründen bahsetmiyor. Bunlar gerçekten çok önemli detaylar” dedi.

'İLK DEFA İNSAN GÖRMÜŞ GİBİ BAKIYORLARDI'
Vizesiz olması sebebiyle de aklında Mısır gezisinin her zaman olduğunu dile getiren Nuray, Instagram’da gördüğü bir reklamdaki tur firmasından tatilini satın aldı. Genelde tek ya da çok yakın arkadaşlarıyla seyahate çıkan Nuray, Mısır’a kimse gelmek istemeyince, tek gitmeye karar verdi. Tur şirketinin tatil için yaptığı toplantıda kendine bir arkadaş edinen Nuray, “O da sağlıkçı olduğu için tek kalmayalım birlikte kalırız diye odalarımızı da ayarladık. Mısır’da ilk Sharm El Sheik’e indik. Otel de gayet iyi görünüyordu. Kahvaltıya kadar benim için her şey normaldi. Kahvaltıyı gördükten sonra ben burada yemek yiyemem sanırım dedim ve 4 gün sadece krakerle ve suyla beslendim. Gezimize başladık, ama rehberimiz ilk günden çok garip davranmaya başladı ve bizi tek bıraktı. Herkes bir gariplik olduğunu anladı. İçten içe herkes sinirleniyordu. Ertesi gün gittiğimiz bedevi çadırında, yemekler berbattı. Hijyen zaten Mısır’da yerlerde. Grubun başında kimse yok, bir Whatsapp grubu vardı ama rehberden cevap yoktu. Herkes genel olarak işini kendi halletmeye çalıştı. 3. gün dalışa gittik. Rehber yine yoktu. Dalış yaptıran eğitmene bir şeyler sorunca ya da 'Beni biraz resif göreceğim alana götürür müsünüz' deyince 'Ben taksi değilim' deyip, 15 dolar istedi. Rehber teknede asla yerinden kıpırdamadı. Ya bir yerlerde uyudu kaldı ya da dünyanın en umursamaz insanı olmaya devam etti” diyerek şunları söyledi:

'OTOBÜS ŞOFÖRÜ SÜREKLİ YANLIŞ YÖNE GİDİYORDU'
Kahire yolculuğunda gece perdelerin açılmadığını söyleyen Nuray, “Kontrol noktalarında durduk. Polis kontrolü ve köpekle arama yapıldı. Her yer aşırı karanlık ve tekinsiz. Sabah tekrar bir kontrol noktasına geldik. Bu defa otobüsten indik ve yürüyerek devam ettik. Otobüs bizi ileride bekledi. Neyse Kahire’ye indik ve meşhur müzeye gireceğiz ama rehber yine ortada yok. Üstümüzü değiştirmek istediğimizde bir tuvalet gösterdiler. Leş gibi. Yerler balçık tutmuş, şehir kokuyordu. Binlerce insan ve hayvan ölüsü üst üste olur ya tam olarak öyle. Mısırlı rehber heykellerin ayaklarıyla ilgili bir şeyden bahsetti ama araştırdığımda böyle bir şeyin olmadığını gördüm. Sonradan öğrendiğimize göre de o rehber sahteymiş. Koca müzenin içinde herkes birbirini kaybetti. Türk rehbere yine ulaşılamadı. Gittiğimiz Nil nehrinin yeşil olduğunu ama avcumuza alınca berrak olacağını, suyun temiz olduğundan bahsettiler. Fakat yalan, leş gibi bir koku var zaten. Nil nehrinden dönüp öğlen yemeği için 50 derecede yine leş bir kokuya sürüklendik. Yine hiçbir şey yiyemedim.” ifadelerine yer verdi.
Piramitleri gördükten sonra tur otobüsleri değişen Nuray o anları, “Otobüse binmek için sıraya girdik. Bagajı açacak muavin valizleri yerleştirmek için 1 dolar istedi. 'Daha neler' deyip kendimiz koyduk. İçimde de tuhaf bir his var. Kız kardeşimde o sabah durduk yere bana 'Abla dikkatli ol' diye mesaj attı. Otobüse yerleştikten sonra, herkes Türk rehber muavinin kulağına bir şey söyledi, güldüler. Sonra şoför de dahil oldu ve 3’lü bir konuşma yapıp yine güldüler. Rehber bir anda benim uçağım başka bir havaalanından diyerek bizimle vedalaştı. Herkes tedirgin ve benim de içim rahat değil. Çok uykum var ama yanımdaki arkadaşa da 'Uyuma sakın' diyorum. Bu arada rehber, otobüsten inerken sürekli mısırlı erkek ayarlamaya çalıştığı 2 kadına bizi emanet ettiğini söyledi. Ben tam şoförün arkasındayım, aynadan onu izliyorum benim onu izlediğimi ve video çektiğimi fark etti ama umursamadı ve gülümsedi” diyerek anlattı. Sonrasında olanları ise şöyle özetledi:

'TÜRK HOSTESLERİ GÖRÜP UÇAK HAVALANANA KADAR UYUMADIM'
Facia gibi bir gecede kendilerini zorla havaalanı girişine kadar getirten Nuray, “Sonra polis durdurdu ve o da 40 tane kadını görünce pis pis güldü. Bizi aşağı indirip, valizlerimizi almak için yine para istediler. Ben ve arkadaşım valizi kapıp, içeri girdik. Ayakkabılarımızı çıkartıp, valizimizi açtılar. Kontrol ettiklerini sanıp Arapça bir şeyler konuşup, bizi saf yerine koydukları çok belliydi. Türk hostesleri görene ve uçak havalanana kadar uyumadım. Korku ve panik halinden düşünemiyordum artık. Ama sonunda kaçırılmaktan kurtulduğumuza sevindim. Sürekli kafamda dönen cümle ise ‘Ya biz de uyusaydı, sabah kim bilir nerede uyanacaktık?’ Otobüsün içine olan bakışları bugün bile gözümün önüne getirebiliyorum” ifadelerini kullandı.
Yaşadığı bu olay sonrası, diğer gezginlere verebileceği güvenlik önerilerini sorduğumuz Nuray, “Öncelikle, rehberinizin belgelerini sorgulayın ve turunuzun Türsab belgesinin olup olmadığını öğrenin. Mutlaka bindiğiniz otobüsün, servisin plakasını alın ve şoförden telefon numarası için ricada bulunun. Kendiniz hakkında çok fazla bilgi vermeyin. Pasaport, cüzdan, telefon gibi değerli eşyalarınızı güvenli bir yerde taşıyın. Hırsızlık olayları genellikle turistik ve kalabalık alanlarda olur. Çantanızı vücudunuzun önünde taşıyın. Taksi ya da ulaşım uygulamalarında lisanslı olanları tercih edin. Yardımsever görünen kişilere karşı temkinli olun. Özellikle para ya da kişisel bilgi isteyenlerden uzak durun. Aile bireylerinizle veya arkadaşlarınızla konum paylaşımı yapın. Yerel acil numaraları ve konsolosluk iletişim bilgilerini kaydedin. Bazı bölgelerde yalnız bir kadın olarak seyahat etmek, özellikle de yerel halk için alışılmış bir durum değilse, fazla ilgi görmeye neden olabiliyor. Rahatsız edici bakışlar, istenmeyen konuşmalar ya da takip edilme gibi durumlar yaşanabiliyor. Geceleri özellikle tenha ya da karanlık sokaklarda tek başına yürümek riskli olabiliyor” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
Sende Yorum yap