s

130 km hızla kaza yaptı, yılmadı! Tekerlekli sandalyeyle dünya turu: Güzel insanlar var

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Zeynep Dalkılıç (27), Adana’da yaşıyor. Profesyonel basketbolcu ve bir gezgin. 20 Ekim 2020’de, kendi motoruyla geçirdiği bir kaza sonucu omurgası kırıldı ve omurilik felci oldu. O günden bu yana da fizik tedavi görüyor. Kazanın birçok etkenin bir araya gelmesiyle gerçekleştiğini söyleyen Zeynep, o gün ilk defa montunu giymemişti, ilk defa motorda kulaklık takmıştı ve kendini iyi de hissetmiyordu. Ev arkadaşı önünde gidiyordu, Zeynep de arkadan geliyordu. Bir anda telefonu çalmaya başladı, sesi kulaklıktan duydu. Kapatmak istedi ve eliyle çantadan çıkarmaya çalışırken bir anda algısı kapandı. O sırada yağmur da yağmaya başlamıştı ve yerler çok kaygandı.

‘BİLİNCİM ORADA KAPANDI SONRASINI HATIRLAMIYORUM’

"Ufak bir kaydım. E-5’te ön tekerlekler orta refüje çarptı ve ben lamba direğine başımla vurdum"diyen Zeynep, “Yani başımı direğe çarptım. Bilincim orada kapandı, sonrasını hatırlamıyorum. 130-140 km hızla gidiyordum. O hızla direğe çarpınca, yan yola çok sert bir şekilde savrulmuşum. Birkaç kez çarpmışım ve maalesef sırtım üst bölümden kırılmış. Gözümü sadece bir an açtım, o anda hayatım gözümün önünden geçti ve sadece mutlu anlarım vardı. Nefes alamıyordum, sadece kulaklarım açılıp kapanıyordu. Canım çok yanıyordu ama fiziksel acıdan daha çok anlatılamaz bir manevi acı içindeydim” diyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:

Alıntı Metni


‘HER GÜN İNTİHARI DÜŞÜNDÜM’

İlk bir sene tamamen hayata küstüğünü dile getiren Zeynep, “Her gün intiharı düşündüm. Ama tedaviyi de çok yoğun şekilde görüyordum çünkü yeterince güçlenip kendimi bir yerden atmayı planlıyordum. Bu size korkunç gelebilir ama düşünün, 22 yaşında, göz önünde biriyken bir kaza sonucu vücudunuzun üçte ikisini hissedemiyorsunuz. Tuvalete gidemiyorsunuz. Bacaklarınız eriyor, göbeğiniz çıkıyor ve tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu düşünceden vazgeçmek hiç kolay olmadı. Ama hem dini açıdan bazı düşünceler, hem de karakterim bu düşünceyi yenmeme yardımcı oldu. Hayata sıkıca sarıldım ve yeniden yürümeye söz verdim kendime. Böylece savaşmaya başladım” bilgisini paylaştı.

İlk seyahatini Hatay’a yapan Zeynep, “Ankara’dan sırf beni dışarı çıkarmak için gelen Serkan adında sevdiğim bir arkadaşımla, ortak bir arkadaşımızı görmek için gitmiştik. Bu, ilk iç seyahatimdi. Ama ilk tek başıma ve yurt dışı seyahatim Kıbrıs’a oldu. 2023 yılı Nisan ayıydı sanırım. Tabii çok zordu çünkü tuvalet ihtiyacımı normal şekilde değil, sonda ve hasta bezi ile karşılıyorum. Bunu kabullenmek hep zor oldu. Henüz kollarım da güçlü değildi, aktif bir sandalyem de yoktu. Basketbola yeni başlamıştım ve Ömer abi (bizim takımdan) bana yedek sandalyesini hediye etmişti. Bu, yola çıkmamda yardımcı oldu ama yarı aktif bir sandalyeydi. Yani seyahat hem zor hem de muazzam güzeldi. Kıbrıs'ın deniz kıyılarında yüzüme çarpan rüzgar, bana çok iyi gelmişti. Yeni yerler görmek, yeni ülkeler gezmek yeniden hayalimi süslemeye başladı. Zaten Kıbrıs’ı bu yüzden seçmiştim, dil anlamında en kolay ülke oydu”diye konuştu.

‘SAHİLDE KOŞMAYI ÇOK SEVERDİM, ARTIK YAPAMIYOR OLMAK ÇOK ÜZÜCÜ’

Dünyayı gezmek Zeynep'in çocukluk hayaliydi. Ama kazadan sonra ilk birkaç yıl bu hayali kalbine gömdü. Sonra kendini zorladı, bir adım atmak istedi ve Kıbrıs’a gitti. Döndüğünde artık bir gezgindi. Hemen yeni bir yere bilet bakmaya başladı ve Lübnan’a bilet aldı. Sonra bunu bir hedef haline getirdi. Çünkü dünyadaki herkese 'imkansız' diye bir şey olmadığını göstermek istiyordu."Merdiven gördüğünüzde içiniz acıyor. Kaldırım bozuksa inemiyorsunuz, üzülüyorsunuz" diyen Zeynep, Bir yeriniz yara oluyor, hissedemiyorsunuz ama içiniz yanıyor. Ormanlarda yürümeyi, sahilde koşmayı çok severdim. Artık bunları yapamamak çok üzücü. Bunun dışında bazı ülkelerde otobüse binerken birinin sizi taşıması gerekiyor, bu da moral bozuyor. Çünkü herkes yardımcı olmuyor diyerek şunları söyledi:

Alıntı Metni


‘KENDİMİ SEVMEYİ KAZADAN SONRA BAŞARABİLDİM’

İlham aldığı insanların olduğunu dile getiren Zeynep, “Tecrübelerinden faydalanmak istedim. Yardım eden güzel insanlar oluyor. Bir rampada, kaldırımda destek verenler. Bazen ilk zamanlar bir yerde tuvalete gittiğimde üstümü tam giyemiyordum hep oradaki bir kız arkadaş, bir abla bana yardım etti. İyi ki varlar. Onlara teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Mesela İran’da yaşayan bir arkadaşım var, adı Derya. Görme engelli ama dünyayı geziyor. Bana çok ilham vermişti. Ayrıca, yalnız gezdiğim için birçok şeyi aynı anda düşünmem gerekiyor. Yanımda mutlaka tıbbi malzeme taşıyorum. Çünkü kuyruk sokumu veya kemik üzerinde uzun süre oturmaya ve sıcak havaya bağlı yaralar oluşabiliyor. Bunlara hazırlıklı olmam gerek. Elimden geldiğince önlem alıyorum, çevremi sürekli gözetliyorum. Kötü insanlardan korunmanın garantisi yok ama dikkatliyim” bilgisini paylaştı.

Kazadan sonra, bu hayatta ölüm dışında imkansız diye bir şey olmadığını gördüğünü söyleyen Zeynep, “Her sorunun bir çözümü olabileceğini, olmasa bile dünyanın sonu olmadığını öğrendim. Gerçek sevginin ne kadar az ve değerli olduğunu gördüm. Henüz karşılaşmadım ama yaşadığım olumsuzluklar sayesinde bunu da öğrendim. Kendimi tanıdım, ne kadar güçlü ve sınırsız olduğumu keşfettim. Kendimi sevmeyi kazadan sonra başarabildim. Seyahat etmek ise bana bunu öğreten en büyük nimetti dedi.

‘ANNEM BAŞTA KORKUP, GİTMEMİ İSTEMİYORDU’

"Herkes istisnasız ama yapamayacağımı söyledi"diyen Zeynep, “İlk başlarda kimseye bir şey söylemedim çünkü amacım sosyal medyada paylaşmak değil, kendimi keşfetmekti. Annem başta çok korkuyordu, gitmemi istemiyordu. Ama artık aştık sanırım. Şimdi herkes 'Bir sonraki ülke neresi?' diye soruyor. Bilgi almak için arıyor, benimle seyahat etmek istiyor. Bu gurur verici” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

Alıntı Metni

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.