Yüzücü olamazsın dediler! 22 yaşında Manş Denizini geçti: Neredeydi bilmiyordum

Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr - 1957 yılında Adana’da dünyaya gelen Nesrin Olgun Arslan, 7 yaşındayken ailesinin teşviğiyle başladığı yüzmede, 17 yaşına kadar 100’e yakın madalya ve kupa kazandı. Çocukluğu ve gençliği sporla iç içe geçti. Masa tenisinden tramplen atlmaya kadar birçok branşta hatırı sayılır başarılar elde etti. 1960'lı yıllarda Adana'da bulunan Atatürk Yüzme Havuzu Türkiye’nin milli takım yüzücülerini çıkarmaya karar verince takımdaki 4 kızdan biri oldu. O zamanlar Türkiye’de kapalı yüzme havuzu olmadığı için takımla beraber Adana sularında hatta sulama kanallarında antrenmanlar yaparak güçlü ve dayanıklı bir bedene kavuştu. 17 yaşında maraton yüzmeye başladı ve 4 kez Mersin, 2 kez Adana, birer kez de Çanakkale ve Kıbrıs maratonlarını yüzdü. Sonunda üniversite için doğup büyüdüğü şehirden çıkmaya karar verdi ve 17 yaşında üniversite eğitimi için Ankara’nın yolunu tuttu. Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü’nde okurken bir inat uğruna nerede olduğunu bile bilmediği Manş Denizi’ni aşmaya karar verdi ve hikâyesi tam olarak o gün başlamış oldu.

4 YIL BOYUNCA SOLUKSUZ ÇALIŞTI
Üniversite yılları dolu dizgin devam ederken bir gün kantinde sigara içtiği sırada o yıllarda Beden Terbiyesi Bölge Müdürü olarak görev yapan hocası Tuncay Şenyüz’e rastladı. Hocası ona,"Maşallah! Ne de güzel sigara içiyorsun! Sen böyle mi yüzücü olacaksın? Yok kızım yok. Sen yüzücü olamazsın. Yarın havuza gelme" diye çıkıştı. Hocasından aldığı bu tepkinin üzerine Nesrin Olgun,"Hayır, bırakmayacağım hem de Manş’ı geçeceğim" dedi. Ancak Manş'ın nerede olduğunu bile bilmiyordu, tek bildiği şey Milli Yüzücü Erdal Acet'ten aldığı ilhamdı. Ertesi gün soluğu antrenör Kutal Özülkü’nün yanında aldı ve ona"Ben Manş’ı geçeceğim, antrenörüm olur musunuz?" diye sordu. Kutal Özülkü, "Yarın gel, 10 kilometre aralıksız yüzebilirsen çalıştırırım seni" dedi. Vakit geldi çattı. Nesrin Olgun Arslan, ayağına kramplar gire gire tam 5 saat aralıksız yüzerek 10 kilometreyi tamamladı. Kutal Özülkü’yü antrenörlüğe ikna etti ama asıl zorlu mücadele o an başlamıştı. 4 yıl boyunca aralıksız her gün sabah 3, akşam 3 olmak üzere toplam 6 saat antrenman yaptı. Atılan binlerce kulacın sonunda Büyük Britanya'yı Fransa'dan ayıran Manş Denizi'ne gitmek için İngiltere'ye gitmeye karar verildi. Biriktirdiği harçlıklar, annesinin emekli maaşı, 1976'da Manş’ı dünya rekoru kırarak geçen milli yüzücü Erdal Acet ve Adana Demirspor Başkanı’nın maddi destekleriyle İngiltere’ye ulaştı.

FAZLADAN 5 SAAT YÜZÜP REKOR KIRDI
Dünyanın 17 ülkesinden gelen diğer yüzücüler gibi otelde kalmaya paraları yetmedi, mütevazı bir pansiyonda kalıp yemeklerini kendileri pişirdiler. İngiltere'de burun buruna geldiği tek gerçek maddi yetersizliği değildi, ilk antrenmanında da adeta şoke olmuştu. Adana’nın 30 derecelik sularında antrenman yapan bir yüzücü için 14 derecedeki su, bırakın yüzmeyi içine girilecek gibi bile değildi. Nitekim suya atlamasıyla çıkması bir oldu. Ancak oraya kadar gitmişti ve elbette pes edecek değildi. İlk gün 30 saniye, ertesi gün 1 dakika, bir sonraki gün 5 dakika derken Manş’ın buz gibi suyuna vücudunu adapte etmeyi başardı. Nihayet 28 Ağustos 1979’da, gece saat 03.00’te yarış başladı. O güne dek kuş uçuşu 33 km olan Manş Denizi’ni geçmeyi dünya çapında yaklaşık 5 bin kişi denemişti ancak yalnızca 399 kişi başarılı olmuştu. Başarılı olanların içinden yalnızca 50 tanesi kadındı ve Nesrin Olgun Arslan henüz 22 yaşındayken bu 50 kadından biri olmayı başarmıştı.Yıllar sonra Nesrin Olgun Arslan o günü şu cümlelerle anlattı:

BİNLERCE KİŞİYE SPORU SEVDİRDİ
Türkiye’ye bu gururla dönen Nesrin Olgun Arslan'ın spor yaşamındaki mücadele başka bir boyut kazanmıştı. Kadın bir sporcu olmanın getirdiği zorluklarla burun buruna gelmişti. 8 erkek yüzücüyle birlikte Mersin Limanı’na kadar 15 km’lik bir maratona katılmış, en yakın rakibini 9 dakika geçerek birinci olmuştu. Ödül töreninde madalya için kürsüye çıkmayı beklerken, ikinci gelen ve Mersin'de tanınmış birinin oğlu olan erkek yüzücü birinci ilan edilmişti. Gerekçesi ise erkeklerin arasında tek kadın olarak katılmış olması ve dolayısıyla klasman dışı yarışmış olmasıydı. Annesi, babası ve antrenörü sonuca itiraz ederek basına da yansıyan bir kampanya başlatınca Nesrin Olgun Arslan Manş’ı geçmesinden çok, hakkının yendiği Mersin Maratonu ile yurt çapında adını duyurmuş oldu.
Nesrin Olgun Arslan için ne kadar güç olsa da Manş’ı geçmiş olmak hayatının kısa bir dönemine ait başarıydı. Tüm yaşamı boyunca, aldığı eğitimin hakkını vererek binlerce kişiye sporu sevdirmiş, onların sadece spor öğretmeni, antrenörü değil samimi ve sıcak karakteriyle Nesrin ablası olmuştu. 2 bin erkek işçinin çalıştığı Adana Çimento Sanayii’nde, başvuran erkek adayların arasından seçilerek 12 yıl boyunca spor uzmanı olarak çalıştı. 4 bin çocuğa yüzme öğretti. 1999 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı ama evde oturmanın kendisine göre olmadığını kısa sürede anlayınca Başkent Üniversitesi Başkent Okulları'nda Spor Koordinatörü olarak göreve başladı. Armada Spor Kulübü’nü kurdu ve Adanalı kadınlara yaşam boyu spor yapma alışkanlığı kazandırabilmek adına çalıştı. Takvimler 2015 yılını gösterdiğinde ise aldığı bir özel davetle Manş Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk kadın takımının kaptanı oldu ve 16 saat 44 dakikalık bir dereceyle adını tarihe bir kez daha yazdırdı. 2016 yılında ise kaptanlığını yaptığı 'Çılgın Türkler Kadın Yüzme Takımı' ile Capri Adası’ndan başlayıp Napoli Baia’da son bulan 36 km’lik rotayı geçen ilk Türk takımı olmayı başardılar. Bu takım aynı zamanda 10 saat 56 dakikalık derece ile 'En İyi Kadın Takımı' ünvanını da aldı.

KUSUP KUSUP TEKRAR YÜZDÜLER
Nesrin Olgun Arslan o yıllarını şu cümlelerle anlattı:"Bir gün oğlumla Napoli’yi gezerken rol model aldığım Erdal Acetin'in de burayı yüzdüğünü hatırlatım. 'Ben 2007 yılında yüzememiştim, öyle içinde kalmıştı' dedim. İstanbul’dan aradılar, 'Manş denizini yüzerek geçen ilk kadın takımı oluşturuyoruz' dediler. İlk başta 'Kesinlikle olmaz, artık suyu bardakta bile görmek istemiyorum' demiştim. İlk başlarda göze alamadım, tekrar o ızdırabı çekmeye hazır değildim ama sonra düşündüm ve bu defa tek başıma yüzmeyecektim, takıma sponsor bulmakla da çok uğraşmıştım. 'Eşim bu kadar uğraştın, sen de yüzsene' dedi. Fakat yine çok zordu, Manş’ı ilk yüzdüğümden daha çok zorlandım. Teknede bir sonraki sıramın gelmesini beklerken bütün takım kustuk, yüzdük, kustuk, yüzdük. Hakem de öyle dedi, 'Böyle bir takım görmedik. Kustular kustular yüzdüler'. Takım olarak 16 saat 30 dakikada anca yüzebildik. Yine fırtınaya ve medcezire yakalandık. 6 kadının muhteşem iradesiyle Manş’ı geçen ilk kadın takımı olduk."
Bu başarının ardından ekibine yeni hedefi duyurdu. Amerika Catalina Kanalını 34 km yüzerek geçen ilk takım olmayı hedeflediler. Yarışa sponsor bulabilmek için var gücüyle çalıştı ve Adana Seyhan Belediyesi teknelerinin ücretini verdi. Kendi masraflarını karşılayan 3 kadın ve o tarihte aynı parkuru solo yüzecek 3 erkeği de ikna etti ve 1 Ağustos 2017 tarihinde 11 saat 33 dakika yüzen ilk takım ünvanını kazandılar. Takımın en yaşlısı ve en tecrübelisi olarak gençlerle harika bir iş çıkardı. Şimdilerde 68 yaşında olan Nesrin Olgun bugün hâlâ masterlar kategorisinde havuz ve açık deniz yarışlarına katılıyor, gençlere ve yaşıtlarına ilham oluyor. Yüzmeye devam etmesinin en büyük sebebinin sağlıklı bir yaşlılık geçirmek olduğunu söylüyor.

Spora âşık biri olarak yaşamını sürdüren Nesrin Olgun Arslan elbette eş seçimi de sporcu birinden yana yaptı. 1982 yılında Spor Akademisi mezunu olan Zafer Arslan ile evlendi. Başta hentbol olmak üzere birçok dalda hakem ve antrenörlüğü olan Zafer Arslan yıllarca Adana’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde görev yaptı. Daha sonra ise Gaziantep Gençlik ve Spor İl Müdürü iken yatay geçişle Adana Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı görevini uzun süre sürdürdü. Huzurlu ve sevgi dolu bir evlilikleri olan Arslan çiftinin 1984 yılında Bengü adında bir kızları oldu ve 1986 yılında ise oğulları Şevket dünyaya geldi. Çocuklarının her ikisinin de Çanakkale Boğazını 3 kez yüzerek geçtiklerini söyleyen Nesrin Olgun Arslan onlarla gurur duyduğunu vurguluyor.
HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYLE BURUN BURUNA GELDİ
Yaşamı boyunca akıllara gelebilecek her türlü önyargıyla karşılaştığını söyleyen başarılı sporcunun her zaman güçlü biri olduğunu ve gelen hiçbir eleştirinin onu üzmesine izin vermediğini ifade ediyor.. Yüzme sporunun her yaşta yapılabilecek ve çok iyi yüzücü olmadan da herkesin yarışlara katılabileceği bir branş olduğunu söyleyen Nesrin Olgun Arslan, "Yaşama müthiş bir keyif ve sağlığa olumlu katkı sağlıyor. Çevremdeki herkesi benim de içinde bulunduğum etkinliklere dahil etmek için büyük mücadele veriyorum. Ne kadar çok deniz yıldızını o muhteşem sulara atabilirsem ne mutlu bana" diyerek motivasyonunun bu olduğunun altını çiziyor.
Aile büyüklerinin, anne ve babaların spor yaparak çocuklarına rol model olmaları gerektiğini ileten Nesrin Olgun Arslan hayat yolculuğunda edindiği tecrübeleri şu cümlelerle özetledi:
Sende Yorum yap