s

Bu yolun sonu tabağa çıkmış! Lastikçi kardeşlerden Michelin Yıldızı nasıl doğdu?

Derleyen: Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr - Arabayla uzun bir yola çıktıysanız yolda karşınıza 'Michelin Adamı' çıkması hiç sürpriz olmaz.Bu sevimli maskot, dünyaca ünlü lastik markasının simgesi.1889’da iki kardeşin kurduğu küçük bir girişimle başlayan bu yolculuk, bugün yalnızca lastiklerle sınırlı değil. Otomotiv teknolojilerinden navigasyon sistemlerine, yol güvenliği çözümlerinden gastronomi rehberliğine kadar uzanan geniş bir alanda karşımıza çıkıyor.Üstelik işin mutfak tarafı daha da ilginç. Bir restoranda gördüğünüz 'The Michelin Guide' (Michelin Rehberi) tabelası da aynı markanın ürünü. Yani arabamızın lastiğinden tabaktaki yemeğimize kadar uzanan bu etki, bir lastik markasının dünyayı nasıl dönüştürdüğünün en canlı örneği. Peki nasıl oluyor da bir marka arabanızın lastiğinden yiyeceğiniz yemeğe kadar fikrinizi şekillendirebiliyor?

Édouard Michelin ve André Michelin kardeşler

BAŞLARDA YALNIZCA KAUÇUK ÜRETİYORLARDI

Takvimler 1889’u gösterdiğinde Fransa’nın Clermont-Ferrand kentinde Édouard ve André Michelin kardeşler, soyadlarını taşıyan bir marka kurdu. İlk yıllarda tarım araçları ve kauçuk ürünleri üreten bu küçük işletme, zamanla büyüyerek yenilikçi fikirlere yöneldi. Bisiklet lastiği tamiri sırasında yaşadıkları bir zorluk, sökülüp takılabilen pnömatik (hava dolu) lastik fikrinin doğmasına yol açtı. Uzun denemelerin ardından 1891’de dünyanın ilk sökülebilir şişme lastiğini üretmeyi başardılar. Bu lastikler Paris-Brest-Paris bisiklet yarışında kullanıldığında büyük ses getirdi ve sektörde adeta bir devrim yarattı. Bu gelişme lastik sektöründe bir devrim niteliğindeydi.

Alıntı Metni

Zamanla küresel bir lastik devine dönüşen Michelin, artık yalnızca yolda değil, dünyanın dört bir yanında gastronomi rehberi olarak da karşımıza çıkıyor. Ulaşım kültürüyle restoran kültürünü birleştiren marka, belki de bu kadar büyük bir misyona sahip olacağının farkında bile değildi. Bugün insanlar kaliteli hizmet ve lezzetli yemek için özellikle 'Michelin yıldızlı' restoranları tercih ediyor. İlk kez 1926’da uygulanmaya başlayan Michelin yıldızı sistemi ise başından itibaren üç farklı seviyede değerlendiriliyordu.

SAYISIZ ŞEFİN DOĞUŞUNA VESİLE OLDU! EN YÜKSEĞİ 3 YILDIZ

Bir restoranın 1 yıldız alması, basit ama kaliteli bir durak olduğuna; 2 yıldız alması, özel bir lezzet deneyimi sunduğuna; 3 yıldız alması ise yolu değiştirmeye değecek kadar sıra dışı bir mutfak olduğuna işaret ediyordu. 1936’da yıldızların değerlendirme kriterleri netleşti: Yemek kalitesi, teknik ustalık, özgünlük ve tutarlılık artık temel ölçütlerdi. Bu sistem restoranlar arasında tatlı bir rekabet başlattı. Michelin yıldızları, mekanların yalnızca yemek yenilen yerler değil, birer gastronomik deneyim alanı olmasının önünü açtı. Şefler ön plana çıktı, aşçılar yıldızlarla birlikte usta sanatçılara dönüştü. Böylece Michelin sistemi, sayısız büyük şefin doğmasına vesile oldu.

Avrupa'da başlayan Michelin yıldız çılgınlığı sonralarda Japonya, ABD, Kore ve Türkiye gibi ülkelere yayıldı. Yıldız alan restoranlar şehrin turizmine, imajına ve ekonomisine etki etmeye başladı. Bir lastik üreterek sektöre giren Michelin, yıldızlarıyla dokunduğu yerel mutfakları uluslararası arenaya taşıyan sihirli bir değneğe dönüştü.

Alıntı Metni

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.